En Büyük Tenor Artık Yok!..
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
En Büyük Tenor Artık Yok!..
Placido Domingo ve Jose Carreras ile düzenlediği "Üç Tenor" konserleriyle, birçok şarkıcıyla söylediği düetlerle hayranlarının kalbinde taht kuran Luciano Pavarotti, pankreas kanserine karşı verdiği savaşta yenik düştü
Kuşağının en büyük tenoru olarak gösterilen İtalyan sanatçı Luciano Pavarotti 71 yaşında öldü. Pavarotti'nin ölüm haberi, menajeri Terri Robson tarafından açıklandı. Ünlü sanatçının, İtalya'nın Modena kentindeki evinde dün sabah erken saatlerde öldüğünü duyuran Robson, "Maestro, ölümüne neden olan pankreas kanserine karşı uzun ve zorlu bir savaş verdi" dedi.
Stadyum konserleri
Sesinin yanı sıra dünya genelindeki stadyumlarda on binlerce kişiye verdiği konserler ve düet albümleriyle iz bırakan "Büyük Luciano" Pavarotti, sanat çevrelerinin dikkatini, ilk kez sahne aldığı Covent Garden'da 1963 yılında çekti.
Pavarotti, İtalyan lirik repertuvarının gerçek yorumcusu olmasını sağlayan ince sesi ve karizmatik sahne performansıyla 1960 ve 1970'li yıllarda şöhret basamaklarını çıktı ve kendisine gerçek bir hayran kitlesi oluşturdu.
Ünlü tenor, Placido Domingo ve Jose Carreras ile düzenlediği "Üç Tenor" konserleriyle, birçok şarkıcıyla ortak söylediği düetleriyle ve hayır konserleriyle hayranlarının kalbinde taht kurdu.
Eleştirmenler tarafından sanatsal yönü daha gelişmiş olarak gösterilen Domingo dahil bazı tenorların erişemediği doğal yeteneğe ve sempatikliğe sahip olan Pavarotti, Enrico Caruso ile başlayan 20. yüzyıl opera tarihinin en büyük yıldızlarından biri olarak göze çarpıyor.
Sanat kariyerini, "Evet Giorgio" ile "Rigoletto" filmlerinde rol alarak süsleyen ancak beyaz perdede istediğini bulamayan Pavarotti, "Ben, Luciano Pavarotti" adlı otobiyografisini de kaleme aldı.
Pavarotti, özellikle Puccini'nin "Turandot" operasının sonundaki "Nessun Dorma" aryasını "muhteşem" olarak değerlendirilen yorumlamasıyla bilinirdi. Son olarak 10 Şubat 2006'da Torino'da yapılan Kış Olimpiyatları'nın açılışında Nessun Dorma'yı seslendiren Pavarotti, son kez halkın karşısına çıktı. Pavarotti'nin son verdiği konser, bundan bir yıl önce Tayvan'daydı.
Temmuz 2006'da pankreas kanseri rahatsızlığından New York'ta ameliyat olan Pavarotti'ye, geçen sürede beş kür kemoterapi uygulanmıştı. Pavarotti, 8 Ağustos'ta grip teşhisiyle hastaneye kaldırılmış, iki haftayı aşkın süre tahlillerden geçtikten sonra taburcu olmuştu.
Futbolcu olmak istiyordu
İlk kez 1961'de Adua Veroni ile evlenen Pavarotti'nin, 35 yılın ardından boşanmayla sonuçlanan bu evlilikten üç çocuğu vardı. Pavarotti, 2003'te yardımcısı Nicoletta Mantovani ile uzun süreli ilişkisinden dördüncü kez baba oldu. Çift, aynı yılın sonlarında evlendi.
2 Ekim 1935'te İtalya'nın Modena kentinde dünyaya gelen Pavarotti'yi müzikle, aynı zamanda amatör bir tenor olan fırıncı babasının tanıştırdığı anımsatılıyor. İlk başta fulbolcu olmayı hayal eden Pavarotti, hayatını ilkokul öğretmenliği yaparak kazanıyordu.
Pavarotti'nin yolu Ankara'dan geçmişti
Hayata gözlerini yuman dünyaca ünlü tenor Luciano Pavarotti'nin yolu Türkiye'den de geçmişti. Pavarotti "konuk sanatçı" olarak Türkiye'ye, 1963 - 1964 sanat sezonunda geldi. O sezon başkentte sahneye konulan Giacomo Puccini'nin ünlü yapıtı "La Boheme"in rol dağıtımında, başrol Rodolfo için öncelikli sahneye çıkacak birinci kast olarak o dönemin ünlü sanatçısı İsmet Kurt seçildi. Rıdvan Yücel'in ikinci kast olduğu eserde, Pavarotti de üçüncü kast olarak yerini aldı. Rodolfo'nun sevgilisi Mimi'yi "Kaynanalar" dizisindeki "Tijen" rolüyle de tanınan ünlü sanatçı Sevda Aydan'ın canlandırdığı eserde, "çiçeği burnunda tenor" Pavarotti, sadece bir kez sahneye çıkabildi ve birkaç hafta içinde de eşyalarını toplayarak ülkesi İtalya'ya döndü.
Aysev: Onun gibisi gelmez
Ünlü tenorun öğrencisi olan ve "Türkiye'nin Pavarotti'si" olarak tanınan, opera sanatçısı Hakan Aysev de "hocasının" ölümünden duyduğu üzüntüyü şöyle dile getirdi: "Bunu müzik dünyasının bir kaybı olarak düşünmüyorum. İnsanlığın kaybı bu. Bence yeri asla doldurulamayacak."
Ne dediler:
Ses rengi hatasızdı
İspanyol tenor Placido Domingo, 1990'daki "3 Tenor" konseri kapsamında birlikte sahne aldığı Pavorotti için, "Mükemmel sesine her zaman hayran oldum. Hatasız ses rengi vardı. Espri anlayışını çok severdim. Jose Carreras ve onunla çıktığımız konserlerden önce o kadar çok eğlenirdik ki, sahne alacağımızı unuturduk" diye konuştu.
Pavarotti ile 1965'te sahne alan soprano Joan Sutherland da Pavarotti'nin sesini överek, "Sesinin kalitesi çok farklıydı. Duyduğunuzda, 'Bu kesinlikle Pavarotti' derdiniz" dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ünlü tenoru, "Pavarotti, en tanınmış opera sanatçısıydı. Sanat kalitesi, sıcaklığı ve karizması dünyayı baştan çıkarmıştır" diyerek övdü.
Kuşağının en büyük tenoru olarak gösterilen İtalyan sanatçı Luciano Pavarotti 71 yaşında öldü. Pavarotti'nin ölüm haberi, menajeri Terri Robson tarafından açıklandı. Ünlü sanatçının, İtalya'nın Modena kentindeki evinde dün sabah erken saatlerde öldüğünü duyuran Robson, "Maestro, ölümüne neden olan pankreas kanserine karşı uzun ve zorlu bir savaş verdi" dedi.
Stadyum konserleri
Sesinin yanı sıra dünya genelindeki stadyumlarda on binlerce kişiye verdiği konserler ve düet albümleriyle iz bırakan "Büyük Luciano" Pavarotti, sanat çevrelerinin dikkatini, ilk kez sahne aldığı Covent Garden'da 1963 yılında çekti.
Pavarotti, İtalyan lirik repertuvarının gerçek yorumcusu olmasını sağlayan ince sesi ve karizmatik sahne performansıyla 1960 ve 1970'li yıllarda şöhret basamaklarını çıktı ve kendisine gerçek bir hayran kitlesi oluşturdu.
Ünlü tenor, Placido Domingo ve Jose Carreras ile düzenlediği "Üç Tenor" konserleriyle, birçok şarkıcıyla ortak söylediği düetleriyle ve hayır konserleriyle hayranlarının kalbinde taht kurdu.
Eleştirmenler tarafından sanatsal yönü daha gelişmiş olarak gösterilen Domingo dahil bazı tenorların erişemediği doğal yeteneğe ve sempatikliğe sahip olan Pavarotti, Enrico Caruso ile başlayan 20. yüzyıl opera tarihinin en büyük yıldızlarından biri olarak göze çarpıyor.
Sanat kariyerini, "Evet Giorgio" ile "Rigoletto" filmlerinde rol alarak süsleyen ancak beyaz perdede istediğini bulamayan Pavarotti, "Ben, Luciano Pavarotti" adlı otobiyografisini de kaleme aldı.
Pavarotti, özellikle Puccini'nin "Turandot" operasının sonundaki "Nessun Dorma" aryasını "muhteşem" olarak değerlendirilen yorumlamasıyla bilinirdi. Son olarak 10 Şubat 2006'da Torino'da yapılan Kış Olimpiyatları'nın açılışında Nessun Dorma'yı seslendiren Pavarotti, son kez halkın karşısına çıktı. Pavarotti'nin son verdiği konser, bundan bir yıl önce Tayvan'daydı.
Temmuz 2006'da pankreas kanseri rahatsızlığından New York'ta ameliyat olan Pavarotti'ye, geçen sürede beş kür kemoterapi uygulanmıştı. Pavarotti, 8 Ağustos'ta grip teşhisiyle hastaneye kaldırılmış, iki haftayı aşkın süre tahlillerden geçtikten sonra taburcu olmuştu.
Futbolcu olmak istiyordu
İlk kez 1961'de Adua Veroni ile evlenen Pavarotti'nin, 35 yılın ardından boşanmayla sonuçlanan bu evlilikten üç çocuğu vardı. Pavarotti, 2003'te yardımcısı Nicoletta Mantovani ile uzun süreli ilişkisinden dördüncü kez baba oldu. Çift, aynı yılın sonlarında evlendi.
2 Ekim 1935'te İtalya'nın Modena kentinde dünyaya gelen Pavarotti'yi müzikle, aynı zamanda amatör bir tenor olan fırıncı babasının tanıştırdığı anımsatılıyor. İlk başta fulbolcu olmayı hayal eden Pavarotti, hayatını ilkokul öğretmenliği yaparak kazanıyordu.
Pavarotti'nin yolu Ankara'dan geçmişti
Hayata gözlerini yuman dünyaca ünlü tenor Luciano Pavarotti'nin yolu Türkiye'den de geçmişti. Pavarotti "konuk sanatçı" olarak Türkiye'ye, 1963 - 1964 sanat sezonunda geldi. O sezon başkentte sahneye konulan Giacomo Puccini'nin ünlü yapıtı "La Boheme"in rol dağıtımında, başrol Rodolfo için öncelikli sahneye çıkacak birinci kast olarak o dönemin ünlü sanatçısı İsmet Kurt seçildi. Rıdvan Yücel'in ikinci kast olduğu eserde, Pavarotti de üçüncü kast olarak yerini aldı. Rodolfo'nun sevgilisi Mimi'yi "Kaynanalar" dizisindeki "Tijen" rolüyle de tanınan ünlü sanatçı Sevda Aydan'ın canlandırdığı eserde, "çiçeği burnunda tenor" Pavarotti, sadece bir kez sahneye çıkabildi ve birkaç hafta içinde de eşyalarını toplayarak ülkesi İtalya'ya döndü.
Aysev: Onun gibisi gelmez
Ünlü tenorun öğrencisi olan ve "Türkiye'nin Pavarotti'si" olarak tanınan, opera sanatçısı Hakan Aysev de "hocasının" ölümünden duyduğu üzüntüyü şöyle dile getirdi: "Bunu müzik dünyasının bir kaybı olarak düşünmüyorum. İnsanlığın kaybı bu. Bence yeri asla doldurulamayacak."
Ne dediler:
Ses rengi hatasızdı
İspanyol tenor Placido Domingo, 1990'daki "3 Tenor" konseri kapsamında birlikte sahne aldığı Pavorotti için, "Mükemmel sesine her zaman hayran oldum. Hatasız ses rengi vardı. Espri anlayışını çok severdim. Jose Carreras ve onunla çıktığımız konserlerden önce o kadar çok eğlenirdik ki, sahne alacağımızı unuturduk" diye konuştu.
Pavarotti ile 1965'te sahne alan soprano Joan Sutherland da Pavarotti'nin sesini överek, "Sesinin kalitesi çok farklıydı. Duyduğunuzda, 'Bu kesinlikle Pavarotti' derdiniz" dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ünlü tenoru, "Pavarotti, en tanınmış opera sanatçısıydı. Sanat kalitesi, sıcaklığı ve karizması dünyayı baştan çıkarmıştır" diyerek övdü.
ChiLdren Of RocK- Meraklı
- Mesaj Sayısı : 94
Kayıt tarihi : 05/09/07
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz